Türkiye, Güney Suriye’de artan ayrılıkçı hareketler ve İsrail’in bölgedeki etkisi konusunda ciddi bir endişe içinde olduğunu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sert açıklamalarıyla ortaya koydu. Fidan, Dürzîlerin ruhani lideri Şeyh Hikmet El Hicri'yi İsrail’in vekili olmakla suçlayarak, Türkiye’nin Suriye’nin parçalanmasına seyirci kalmayacağını ifade etti.

Fidan, yaptığı açıklamada “Şeyh Hikmet El Hicri, istikrar ve barışa ulaşacak herhangi bir çözüme karşı çıkıyor.” diyerek, Suriye’nin tüm bölgelerinin merkezi hükümetin kontrolüne dönmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İsrail’in de içinde bulunduğu bazı bölgesel güçlerin, egemen ve birleşik bir Suriye devletinin kurulmasını istemediğini belirtti.

Bu sert açıklamalar, Türkiye’nin Güney Suriye’de olası bir siyasi veya askeri müdahaleye zemin hazırladığı yorumlarını beraberinde getirdi. Analistler, özellikle İsrail’in “azınlıkları koruma” gerekçesiyle bölgedeki bazı gruplara desteğinin artmasının, Ankara’nın müdahale ihtimalini güçlendirdiğini ifade ediyor.

Türkiye’nin nüfusu 2100’de 54 milyona inebilir
Türkiye’nin nüfusu 2100’de 54 milyona inebilir
İçeriği Görüntüle

Siyasi analist Hamza Tekin, Türkiye’nin şu anda Suriye hükümetiyle koordinasyon içinde olduğunu belirterek, “Türkiye’nin müdahale kararları tamamen Suriye ile uyumlu ve zamanlaması hassas.” dedi. Tekin, Türkiye’nin bölgedeki istikrarsızlığa karşı yüksek düzeyde istihbarat iş birliği yürüttüğünü ve doğrudan askeri müdahalenin ancak Suriye’nin onayıyla gerçekleşeceğini söyledi.

Öte yandan, uzmanlar Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimin Suriye sahasında giderek tırmandığını, iki ülke arasında doğrudan bir çatışmanın her an patlak verebileceğini belirtiyor. Türkiye’nin, İsrail’in bölgedeki provokasyonlarına rağmen, şimdilik çatışmayı erteleyerek Suriye devletinin yeniden inşasına odaklandığı ifade ediliyor.

Türkiye’nin bölgedeki bu hassas politikası, ABD ile ilişkilerdeki dengeyi koruma çabası ve bölgesel ittifakların karmaşık yapısı nedeniyle oldukça dikkatli yürütülüyor. Uzmanlar, Ankara’nın önümüzdeki dönemde Arap ve Amerikan desteğini alarak İsrail’in Güney Suriye’deki etkisini sınırlamaya çalışacağını öngörüyor.

Sonuç olarak, Türkiye, Suriye’nin bölünmesine karşı kararlı duruşunu sürdürürken, diplomasi ve gerektiğinde askeri müdahaleyle bölgedeki çıkarlarını koruma yolunda kritik bir eşikte bulunuyor. Ankara’nın izleyeceği yol, bölgedeki güç dengeleri ve uluslararası aktörlerin tutumuna bağlı olarak şekillenecek.

daily ummah