İsrail’in önde gelen medya kuruluşlarından Kanal 12’nin haberine göre, Genelkurmay Başkanı, kapalı toplantılarda yaptığı değerlendirmelerde, Gazze Şeridi’nde Hamas ile yürütülen esir takası görüşmelerinin İsrail için yalnızca insani bir kazanım olmadığını, aynı zamanda stratejik bir fırsat doğurduğunu belirtti.
Genelkurmay Başkanı’na göre, esir takasıyla birlikte Gazze’deki sıcak çatışma dinamiklerinin kısmen yavaşlaması, İsrail ordusunun dikkatini yeniden “bölgesel asıl tehdit” olarak nitelendirilen İran’a çevirmesine olanak tanıdı. İsrail güvenlik birimleri, uzun süredir İran’ın bölgedeki nüfuzunu ve nükleer faaliyetlerini birincil tehdit olarak görüyor.
Kanal 12’nin aktardığına göre Başkan, özellikle Lübnan’daki Hizbullah’ın ve İran destekli milislerin artan faaliyetlerine karşı İsrail’in hazırlıklarını hızlandırmak istediğini, bu nedenle Gazze cephesinde oluşan görece sakinliğin bu yönde bir askeri ve stratejik esneklik sağladığını ifade etti.
Bu açıklamalar, Tel Aviv yönetiminin önümüzdeki dönemde İran’la ilgili daha proaktif adımlar atabileceğine ve Gazze’deki süreci bu doğrultuda yönlendirmeye çalışabileceğine işaret ediyor. Aynı zamanda, İsrail’in çok cepheli güvenlik doktrini içinde Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve İran’ı nasıl konumlandırdığına dair önemli bir mesaj niteliği taşıyor.