Çelik, sadece sözlü beyanların değil, sahadaki somut adımların önemli olduğunu vurguladı.
“Zihnimiz berraktır. Silah bırakma meselesinin söz olarak ifade edilmesi değil, sahada bunun görülmesi gerekir” diyen Çelik, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) süreçte aktif rol oynayacağını, doğrulama mekanizmalarının kurulacağını ve bunun aylar süren değil kısa vadede tamamlanması gereken bir süreç olduğunu ifade etti.
Silah bırakmanın “pasifleşme” ya da “beklemeye alma” anlamına gelmediğini, doğrudan silahların teslim edilmesi gerektiğini belirten Çelik, “Bu yalnızca Türkiye’de değil, PKK’nın tüm şube ve uzantılarını kapsamalıdır. Avrupa’da da Irak, Suriye ve İran’da da bu yapıların sona ermesi gerekir” dedi.
Suriye’deki duruma özel olarak değinen Çelik, SDG yapılanmasına atıfta bulunarak, “Silah bırakıp Suriye ordusunun parçası olabilirler. Ardından siyasi parti kurarak faaliyetlerine devam edebilirler. Yeter ki Türkiye’ye düşmanlık yapılmasın” diye konuştu.
Çelik, sürecin her ülkenin dinamiklerine uygun şekilde yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Bağdat, Erbil ve Süleymaniye’de ayrı konular gündeme gelecek. Her bölgenin farklı bir modelle ilerlemesi gerekebilir” dedi.